“Vatan tarafından herhangi bir onurlandırmaya layık değildir”
Avrupa 11/12/2022
Tony Angastiniotis
31 Ocak 1974’te Grivas’ı “Kıbrıs’ın Değerli Evladı” olarak ilan eden Meclis, 2 Aralık 2022’de, 23 lehte ve 13 aleyhte oyla Grivas’ı, “Vatan tarafından herhangi bir onurlandırmaya layık olmayan kişi” olarak nitelendirdi. Yarım asır gecikmenin ardından Yorgos Grivas, en sonunda tarihteki yerini buldu. Yorgos Gavriel’in, Grivas’ın heykeline tuvaletini yapan köpeği resmettiği kehanet tablosu, şimdi demokratik direniş tapınağına bir hakikat ışını gibi yansımaktadır.
Birçok kişinin iddia ettiği gibi, bu olayın oy toplamak amacıyla yaşanıp yaşanmaması beni ilgilendirmez. Önemli olan, kararın onaylanmış olmasıdır. Bu konuların toplumda sürekli olarak gündeme gelmesi tesadüf değildir. Bu tartışmalar asla bitmeyecek, zira tarihimizle ve 1974’te adanın tamamen yok olmasına neden olan şeyle yüzleşmeye asla cesaret edemedik. Topluma bağlı olarak hikâye zaman zaman EOKA ve Aziz Grivas, TMT ve Aziz Denktaş, ortada ise fikirleri yüzünden her iki tarafça öldürülen hainler, silahsız komünistler…
Grivas’ın, tarihin hangi dönemlerinde iyi, hangilerinde kötü olduğu konusunda kamuoyunda büyük bir tartışma var… Yorgos Grivas’ın 1940’tan ölümüne kadar, iyi olduğu herhangi bir dönemin olmadığı belgelenmiştir. Onu savunmak için hayatı ve eserleri hakkında yazı yazanlar bile, farkında olmadan çelişkiye düşüyorlar… Ona saygı duyan ve onu onurlandıran sağcılar ve aşırı sağcılarla oturup konuşursanız, söylediklerinin hiçbirini kanıtlayamayacaklarını anlamak için, onlarla beş defadan fazla konuşmanız gerekmez. Meğer ki, palavraları ve sahte vatanseverlik sloganlarını, Tanrı kelamı olarak kabul etmeye istekli olasınız…
Geçtiğimiz ay kitabımı ve belgeselimi tanıtmak için Yunanistan’a gittiğimde, Kalamata ve Atina’da, devrimci dedelerinin veya amcalarının, Grivas’ın X örgütü tarafından öldürüldüğünü bana anlatanların sayısı az değildi... İşgalde, Nazi işbirlikçisi olarak, EAM-ELAS isyancılarını takip etti ve İngilizler yine işgal gücü olarak Atina’ya girdiğinde komünistlere karşı onlarla iş birliği yaptı. X örgütünün komünistlere karşı faaliyetleri, Yunanistan’daki iç savaş sırasında da devam etti.
Grivas’ın anti-komünist öfkesi, Kıbrıs’a gelince de devam etti. Solcuların EOKA’ya katılmalarını reddetti ve hain oldukları iddiasıyla solcu sendikacılara yönelik siyasi suikast emri verdi, ki bunların hain oldukları asla kanıtlanmadı. Üstelik örgüt içinde olmayan insanlar örgütün sırlarını nasıl bilebilirler ki? Grivas’ın notlarından, mücadelesinin yalnızca Enosis için değil, aynı zamanda komünistleri de ortadan kaldırmak olduğu açıkça görülmektedir.
İyi kalpli Yorgos Grivas 1971’de Kıbrıs’a gelir ve Başpiskopos Makarios’u devirmek ve Enosis’i dayatmak amacıyla EOKA B’yi örgütler… EOKA B’nin faaliyetleri herkes tarafından bilinir... Zorbalıklar, cinayetler ve karakolların havaya uçurulması… Hiçbir Kıbrıslı komutanın elinde, Yorgos Grivas, nam-ı diğer Digenis kadar masum Kıbrıslı kanı yok... EOKA A ve B, adada egemen oldukları süre boyunca, İngilizlerin öldürdüğünden daha fazla Kıbrıslı öldürdü...
O zaman olduğu gibi bugün de hayatımızı tehdit eden ve bize hain, vatanı satan, Türk dölü ve daha birçok süslü lakaplar takan Grivas’ın yandaşları, bir ayna alıp tarihsel gerçeğin aynasında kendilerine bakarak tehditlerini tekrarlasalar çok iyi ederler... Zira Türk ordusunun adadan geçmesi için arka kapıyı sonuna kadar açanlar, vatan hainidir... Yanılmıyorsam, kapıyı sonuna kadar açanlar, Atina cuntasıyla birlikte Grivas’ın pislikleri EOKA B idi. Ve gerçek vatanseverler çoğu zaman silahsız olarak ön cephede terk edilirken, Grivas’ın hain yandaşları, gerçekten vatanı satanlar, sivilleri öldürmek ve onlara tecavüz etmekle meşguldü… Çıplak gerçek budur!
Avrupa 11/12/2022
Tony Angastiniotis
31 Ocak 1974’te Grivas’ı “Kıbrıs’ın Değerli Evladı” olarak ilan eden Meclis, 2 Aralık 2022’de, 23 lehte ve 13 aleyhte oyla Grivas’ı, “Vatan tarafından herhangi bir onurlandırmaya layık olmayan kişi” olarak nitelendirdi. Yarım asır gecikmenin ardından Yorgos Grivas, en sonunda tarihteki yerini buldu. Yorgos Gavriel’in, Grivas’ın heykeline tuvaletini yapan köpeği resmettiği kehanet tablosu, şimdi demokratik direniş tapınağına bir hakikat ışını gibi yansımaktadır.
Birçok kişinin iddia ettiği gibi, bu olayın oy toplamak amacıyla yaşanıp yaşanmaması beni ilgilendirmez. Önemli olan, kararın onaylanmış olmasıdır. Bu konuların toplumda sürekli olarak gündeme gelmesi tesadüf değildir. Bu tartışmalar asla bitmeyecek, zira tarihimizle ve 1974’te adanın tamamen yok olmasına neden olan şeyle yüzleşmeye asla cesaret edemedik. Topluma bağlı olarak hikâye zaman zaman EOKA ve Aziz Grivas, TMT ve Aziz Denktaş, ortada ise fikirleri yüzünden her iki tarafça öldürülen hainler, silahsız komünistler…
Grivas’ın, tarihin hangi dönemlerinde iyi, hangilerinde kötü olduğu konusunda kamuoyunda büyük bir tartışma var… Yorgos Grivas’ın 1940’tan ölümüne kadar, iyi olduğu herhangi bir dönemin olmadığı belgelenmiştir. Onu savunmak için hayatı ve eserleri hakkında yazı yazanlar bile, farkında olmadan çelişkiye düşüyorlar… Ona saygı duyan ve onu onurlandıran sağcılar ve aşırı sağcılarla oturup konuşursanız, söylediklerinin hiçbirini kanıtlayamayacaklarını anlamak için, onlarla beş defadan fazla konuşmanız gerekmez. Meğer ki, palavraları ve sahte vatanseverlik sloganlarını, Tanrı kelamı olarak kabul etmeye istekli olasınız…
Geçtiğimiz ay kitabımı ve belgeselimi tanıtmak için Yunanistan’a gittiğimde, Kalamata ve Atina’da, devrimci dedelerinin veya amcalarının, Grivas’ın X örgütü tarafından öldürüldüğünü bana anlatanların sayısı az değildi... İşgalde, Nazi işbirlikçisi olarak, EAM-ELAS isyancılarını takip etti ve İngilizler yine işgal gücü olarak Atina’ya girdiğinde komünistlere karşı onlarla iş birliği yaptı. X örgütünün komünistlere karşı faaliyetleri, Yunanistan’daki iç savaş sırasında da devam etti.
Grivas’ın anti-komünist öfkesi, Kıbrıs’a gelince de devam etti. Solcuların EOKA’ya katılmalarını reddetti ve hain oldukları iddiasıyla solcu sendikacılara yönelik siyasi suikast emri verdi, ki bunların hain oldukları asla kanıtlanmadı. Üstelik örgüt içinde olmayan insanlar örgütün sırlarını nasıl bilebilirler ki? Grivas’ın notlarından, mücadelesinin yalnızca Enosis için değil, aynı zamanda komünistleri de ortadan kaldırmak olduğu açıkça görülmektedir.
İyi kalpli Yorgos Grivas 1971’de Kıbrıs’a gelir ve Başpiskopos Makarios’u devirmek ve Enosis’i dayatmak amacıyla EOKA B’yi örgütler… EOKA B’nin faaliyetleri herkes tarafından bilinir... Zorbalıklar, cinayetler ve karakolların havaya uçurulması… Hiçbir Kıbrıslı komutanın elinde, Yorgos Grivas, nam-ı diğer Digenis kadar masum Kıbrıslı kanı yok... EOKA A ve B, adada egemen oldukları süre boyunca, İngilizlerin öldürdüğünden daha fazla Kıbrıslı öldürdü...
O zaman olduğu gibi bugün de hayatımızı tehdit eden ve bize hain, vatanı satan, Türk dölü ve daha birçok süslü lakaplar takan Grivas’ın yandaşları, bir ayna alıp tarihsel gerçeğin aynasında kendilerine bakarak tehditlerini tekrarlasalar çok iyi ederler... Zira Türk ordusunun adadan geçmesi için arka kapıyı sonuna kadar açanlar, vatan hainidir... Yanılmıyorsam, kapıyı sonuna kadar açanlar, Atina cuntasıyla birlikte Grivas’ın pislikleri EOKA B idi. Ve gerçek vatanseverler çoğu zaman silahsız olarak ön cephede terk edilirken, Grivas’ın hain yandaşları, gerçekten vatanı satanlar, sivilleri öldürmek ve onlara tecavüz etmekle meşguldü… Çıplak gerçek budur!