Kapitalizmdir budur işte, aptal…
Avrupa 09/10/2022
Öğrenciyken matematikten nefret ederdim… Özellikle lisede (y + 2)2 + (y -1)2 = 5(2y + 3) tarzı denklemlere başladığımızda aklım karıştı… Harfler, sayılar ve parantezler arasında kayboldum, sınıf cehenneme dönüştü… Bahçeye, oksijen almaya çıkmak için zilin çalmasını dört gözle beklerdim… Daha sonra sosyopolitik kaygılarım başladığında ve toplum içindeki eşitsizlikleri yaşamaya başladığımda, büyük gerçeklerin sayısal denklemlerde saklı olduğunu anladım…
Geçenlerde Forbes, CNN Business, Oxfam vb. gibi güvenilir finans kuruluşlarının ve analistlerin denklemlerini okurken, ilk kez karmaşık sayısal denklemlerden hesaplama yaptım. Denklemler o kadar basitti ki, matematikle ilgisi alakası olmayan ben bile, bu denklemleri fazla çaba harcamadan anladım. Peki, ne anladım? Milyonlarca kişinin işini kaybettiği covid pandemisi döneminde milyarderler servetlerini 5 trilyon dolar artırdı. Oxfam’a göre, milyarderlerin toplam serveti, Mart 2020’de 8,6 trilyon dolardan Kasım 2021’de 13,8 trilyon dolara yükseldi ve bu, önceki 14 yılın toplamından çok daha fazla bir artıştır.
Bize korku salıp bizi eve kilitlerken -işin bilimsel kısmına bakmıyorum- dirseklerimizle el sıkışırken ve bütün mahalle, köpeğin ihtiyaçları için dışarı çıkması gerektiğini hatırlarken, “üstün insanlar” krizi kendi çıkarları için kullanmayı başardılar. Oxfam’ın yönetici direktörü Gabriela Bucher’e göre, “merkez bankaları ekonomiyi kurtarmak için finans piyasalarına trilyonlarca dolar pompaladı, ancak bunların çoğu, borsa patlamasını tetikleyen milyarderlerin ceplerini doldurdu.”
Dolayısıyla denklem basittir. 2.668 milyarderin değeri 13,8 trilyon dolara geliyor - sıfırları nasıl yazacağımı bilmiyorum - ve dünya çapında 56 milyon olan milyonerlerin toplam değeri 158.261 trilyon dolara geliyor. Denklem burada bitmiyor. 698 milyon insanımız var, dünya nüfusunun %9’u aşırı yoksulluk koşullarında yaşıyor, yani günde 1,90 doların altında yaşıyor. Dünya nüfusunun beşte birinden fazlası yani 1.803 milyon insan, günde 3,20 dolarla en yüksek yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve beşte ikiden fazlası yani 3.293 milyon insan günde 5,50 doların altında yaşıyor.
Dolayısıyla (158.261/56)= 2.826.089 (698X1.90)+(1.803X3.20)+(3.293X5.50)= Kapitalizm budur işte, aptal…
Odun olan ben, matematikte büyük bir ilerleme kaydettim. Yukarıda bahsettiklerim, Ukrayna’da savaş başlamadan önceki hesaplamalardır. Pandemi krizinden nasıl yararlanacağını bilenler, Suriye, Irak ve Vietnam’daki savaştan nasıl yararlanacaklarını bildikleri gibi, Ukrayna krizinden nasıl yararlanacaklarını da biliyorlar. Biz kimin daha haklı ya da haksız olduğu konusunda kavga ederken, denklemler gün geçtikçe daha fazla eşitsizliği kaydedecek. Tekelci devler, küçük işletmeleri yiyip bitiriyor ve bir gün çatı katına tırmanacaklarını düşünen küçük işadamları, memuriyet yolundan geçiyorlar. Dünya piyasasını vuran hiperenflasyonun hala başındayız ve kapitalizm ütopyasına sadığız... Yarın yemek yemek için çalış… Yarınlar asla gelmez…
Yüz yıl önce Lenin, “Devlet ve Devrim” adlı kitabında, çıplak gerçeği yazdı ve bu gerçek ağaçtan yeni kesilmiş bir meyve kadar hala tazedir. Ne yazık ki orta sınıfın anlayamadığı bir gerçek… “Özellikle küçük burjuva, tam da bu mekanizmanın yardımıyla büyük burjuvaya doğru çekilen ve önemli ölçüde ona boyun eğendir…/nispeten sessiz ve onurlu memurlar, sahiplerini halkın üzerinde tutuyorlar” Aptallık tam olarak burada… Buna rağmen, işimizin güvencede olduğunu, iş sözleşmeleriyle korunduğumuzu ve banka birikimlerimizin sigortalı olduğunu düşünüyoruz… Siyasiler ve büyük iş adamları sihir yoluyla paralarını başka yere aktarırken, kredilerini de sildirirken, göz açıp kapayıncaya kadar hayatlarının birikimlerini kaybettikleri 2013 yılında yaşadıkları tecrübeden sonra bile…
Şahsen ben son nefesime kadar bu sisteme karşı olacağım. Tek başıma onu yenebileceğime inandığımdan değil, yalnızca kısa ve önemsiz hayatımı bir aptal gibi yaşamak istemediğimden…
Tony Angastiniotis
Avrupa 09/10/2022
Öğrenciyken matematikten nefret ederdim… Özellikle lisede (y + 2)2 + (y -1)2 = 5(2y + 3) tarzı denklemlere başladığımızda aklım karıştı… Harfler, sayılar ve parantezler arasında kayboldum, sınıf cehenneme dönüştü… Bahçeye, oksijen almaya çıkmak için zilin çalmasını dört gözle beklerdim… Daha sonra sosyopolitik kaygılarım başladığında ve toplum içindeki eşitsizlikleri yaşamaya başladığımda, büyük gerçeklerin sayısal denklemlerde saklı olduğunu anladım…
Geçenlerde Forbes, CNN Business, Oxfam vb. gibi güvenilir finans kuruluşlarının ve analistlerin denklemlerini okurken, ilk kez karmaşık sayısal denklemlerden hesaplama yaptım. Denklemler o kadar basitti ki, matematikle ilgisi alakası olmayan ben bile, bu denklemleri fazla çaba harcamadan anladım. Peki, ne anladım? Milyonlarca kişinin işini kaybettiği covid pandemisi döneminde milyarderler servetlerini 5 trilyon dolar artırdı. Oxfam’a göre, milyarderlerin toplam serveti, Mart 2020’de 8,6 trilyon dolardan Kasım 2021’de 13,8 trilyon dolara yükseldi ve bu, önceki 14 yılın toplamından çok daha fazla bir artıştır.
Bize korku salıp bizi eve kilitlerken -işin bilimsel kısmına bakmıyorum- dirseklerimizle el sıkışırken ve bütün mahalle, köpeğin ihtiyaçları için dışarı çıkması gerektiğini hatırlarken, “üstün insanlar” krizi kendi çıkarları için kullanmayı başardılar. Oxfam’ın yönetici direktörü Gabriela Bucher’e göre, “merkez bankaları ekonomiyi kurtarmak için finans piyasalarına trilyonlarca dolar pompaladı, ancak bunların çoğu, borsa patlamasını tetikleyen milyarderlerin ceplerini doldurdu.”
Dolayısıyla denklem basittir. 2.668 milyarderin değeri 13,8 trilyon dolara geliyor - sıfırları nasıl yazacağımı bilmiyorum - ve dünya çapında 56 milyon olan milyonerlerin toplam değeri 158.261 trilyon dolara geliyor. Denklem burada bitmiyor. 698 milyon insanımız var, dünya nüfusunun %9’u aşırı yoksulluk koşullarında yaşıyor, yani günde 1,90 doların altında yaşıyor. Dünya nüfusunun beşte birinden fazlası yani 1.803 milyon insan, günde 3,20 dolarla en yüksek yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve beşte ikiden fazlası yani 3.293 milyon insan günde 5,50 doların altında yaşıyor.
Dolayısıyla (158.261/56)= 2.826.089 (698X1.90)+(1.803X3.20)+(3.293X5.50)= Kapitalizm budur işte, aptal…
Odun olan ben, matematikte büyük bir ilerleme kaydettim. Yukarıda bahsettiklerim, Ukrayna’da savaş başlamadan önceki hesaplamalardır. Pandemi krizinden nasıl yararlanacağını bilenler, Suriye, Irak ve Vietnam’daki savaştan nasıl yararlanacaklarını bildikleri gibi, Ukrayna krizinden nasıl yararlanacaklarını da biliyorlar. Biz kimin daha haklı ya da haksız olduğu konusunda kavga ederken, denklemler gün geçtikçe daha fazla eşitsizliği kaydedecek. Tekelci devler, küçük işletmeleri yiyip bitiriyor ve bir gün çatı katına tırmanacaklarını düşünen küçük işadamları, memuriyet yolundan geçiyorlar. Dünya piyasasını vuran hiperenflasyonun hala başındayız ve kapitalizm ütopyasına sadığız... Yarın yemek yemek için çalış… Yarınlar asla gelmez…
Yüz yıl önce Lenin, “Devlet ve Devrim” adlı kitabında, çıplak gerçeği yazdı ve bu gerçek ağaçtan yeni kesilmiş bir meyve kadar hala tazedir. Ne yazık ki orta sınıfın anlayamadığı bir gerçek… “Özellikle küçük burjuva, tam da bu mekanizmanın yardımıyla büyük burjuvaya doğru çekilen ve önemli ölçüde ona boyun eğendir…/nispeten sessiz ve onurlu memurlar, sahiplerini halkın üzerinde tutuyorlar” Aptallık tam olarak burada… Buna rağmen, işimizin güvencede olduğunu, iş sözleşmeleriyle korunduğumuzu ve banka birikimlerimizin sigortalı olduğunu düşünüyoruz… Siyasiler ve büyük iş adamları sihir yoluyla paralarını başka yere aktarırken, kredilerini de sildirirken, göz açıp kapayıncaya kadar hayatlarının birikimlerini kaybettikleri 2013 yılında yaşadıkları tecrübeden sonra bile…
Şahsen ben son nefesime kadar bu sisteme karşı olacağım. Tek başıma onu yenebileceğime inandığımdan değil, yalnızca kısa ve önemsiz hayatımı bir aptal gibi yaşamak istemediğimden…
Tony Angastiniotis