TONY-DIRECT
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact
Çıplak Gerçek

​Hoka hey!​
​Avrupa 27/03/2022
​


​Lokota Kızılderililerinin dilinde “Hoka hey”, “Haydi yapalım” anlamına gelmektedir. Serbest çeviride “ölmek için güzel bir gün” olarak da tercüme edilen bir ifadedir. Serbest çeviri tamamen yanlış değildir, çünkü “haydi yapalım” cümlesi, otomatik olarak “hayatımıza mal olsa bile” anlamına da gelmektedir.

 
Akıncı’nın yenilgisinin ardından, birçok arkadaşımın sosyal medyada, belki de haklı olarak, yeniden birleşmenin öldüğünden bahsettiklerini görüyorum. Eğer sen de benim gibi Maraşlıysan, çifte acı içindesin, çünkü Annan Planı kabul edilmiş olsaydı, yıllar önce evinde olacaktın… Nitekim Maraş’a geri dönmek yerine, zafer pikniğini izledik. Alfabeyi öğrendiğim, denizin tuzunu ilk kez tattığım kendi şehrim, bölünmenin cazibe merkezi oldu. Şehrimin yıkıldığını ve harap olduğunu görmek canımı yakıyor, ancak bir başkasının acısı kimin umurunda?
 

Barışa ve yeniden birleşmeye inanan bizler, kazanan ve çoğunluk konumundan yola çıkmadık, kimse de bize amacımıza ulaşacağımızın sözünü vermedi. Mücadelemiz biz doğmandan önce tahta oturmuş bir rejime karşıdır ve belki de yaşadığımız sürece zaferin sevincini tatmadan, mücadelenin bayrağını çocuklarımıza teslim etmemiz gerekecek. Tarih değişirken biz de oradayız, çünkü biz “Hoka hey” dedik ve kendimize başka seçenek bırakmadık.  Biz, tarihin burada bulunmamızı, mücadele etmemizi ve her yenilginin külleri arasında “Hoka hey” diye bağırıp yeniden harekete geçmemizi istediği, renkli insan kitlesiyiz.

 
İki toplumlu bir grup tarafından davet edildiğim ilk toplantıyı hatırlıyorum. Annan Planından kısa bir süre sonraydı. 1974’ten sonra hem Güney’de hem de Kuzey’de karanlık bir dönemdi.  Yanılmıyorsam toplantı Goethe Enstitüsünde idi ve orada on kişi bile yoktu. O gece bir arkadaşımın şu sözlerini ve sesinin tonundaki hayal kırıklığını çok iyi hatırlıyorum: “Artık ne için görüşüyoruz? Dağılalım…” Ona söylediğim tek şey, pes etmemesi gerektiğiydi… Çünkü ben daha yeni başlamıştım ve belki de yalnızlığıma geri dönmekten korkuyordum. Benden yıllar önce mücadele veren bu insanların yanında ben hiçbir şeydim. Yorgunluk, umutsuzluk ve hüsran yüzlerine çizilmişti.
 

Tüm Sivil Toplum Örgütlerinin bir gecede hayal kırıklığı rüzgârı içinde kaybolduklarını hatırlıyorum. Ancak yine de on sekiz yıl sonra ayakta kalan az sayıda kişi, çok küçük gruplar halinde devam etti. Kaldılar, devam ettiler ve hala buradalar… İçlerinde bir yerlerde “Hoka hey” demiş olmalılar… Bunun başka bir izahatı yok… Yeniden yakınlaşma hareketi ayağa kalktı… Bugün, o zamanlar yakınlaşma düşmanı olan binlerce insan, bu mücadeleye katıldılar, bölünmeye ve utanç pikniğine engel oluyorlar. Barışçıl mücadelemiz kazanılmamış olabilir ancak mücadele devam ediyor. Resmin iyi görünmediğini biliyorum, ancak siyasette Şah Mat gibi görünen hareketler, onları yapan kafaya bumerang gibi geri döner. Nihai bölünme olabilir mi? Tabii ki olabilir. Ancak gücümüzün son damlasına kadar mücadele edeceğiz ve bu önemlidir. “Haydi yapalım” dedik, bizim nesil için barışın ve uzlaşmanın sesi olalım ki, tıpkı bizim, bir önceki nesilden gelen birkaç sesin üzerine inşa ettiğimiz gibi, çocuklarımız da bizim fikirlerimizi geliştirebilsin.

 
Kutlu Adalı, Mişaulis ve Kavazoğlu gibi, ülkenin modern tarihindeki insanlar ve diğer birçok isimsiz barış kahramanı, yaşam ve ölümle kucaklaşarak, bize barışın ve uzlaşmanın zor yolunu gösterdi. Belki yarın kurşunların deşme sırası bize gelir. Ama kazanma sırası bizde olabilir. Tıpkı barış şairi Yannis Ritsos’un yazdığı gibi “Bu ağaçlar katlanamaz daha basık bir göğe. Bu taşlar katlanamaz yabancı çizmelere. Yalnız güneşe boyun eğer bu yüzler, yalnız doğruluğa boyun eğer bu yürekler.”
 

Hayır, son ödemeyi henüz yapmadık, pes etmedik, hala buradayız…
Hoka hey!

 

Tony Angastiniotis
Çıplak Gerçek
Proudly powered by Weebly
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact