TONY-DIRECT
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact

Çıplak Gerçek

Hayata çıplak geldin, seni giydirdiler 
Avrupa 29/05/2022


Bir halkı yönetebilmen için, kolektif bilinç işlemelisin. Dolayısıyla bilinç, müdahalelere maruz kalabilir. Bilincin doğal olarak işlendiğini düşünmek istesen de gerçekte, Okul-Aile-Din-Devlet ve Çevre gibi dış faktörler tarafından manipüle edilir. Zihnin bölünmesi, bir vatanın bölünmesinden önce gelir. Bilince müdahale edebilmen için hassas bir çocuk zihnine neyin iyi neyin kötü olduğu, neyin doğru neyin yanlış olduğu, neyin kabul edilebilir ve neyin kabul edilemez olduğu konusunda bilgi yüklemelisin. İlgili sınıflandırma, yaşadığın toplumun önyargıları ışığında yapılır. Ceza ve ödül yöntemi ile büyüdüğün zaman, zihnin bölünür… Unutma… Bilincine dayatma yapan kişiler bile bu manipülasyonun mağdurlarıdırlar. 


Hayata çıplak geldin, seni giydirdiler. Seni giydireni, seni koruyanı, bedenini ve zihnini besleyenleri, sana “iyiyi” “kötüden” ayırt etmeyi öğretenleri, sana ilkeleri aktaranları ne olursa olsun sorgulamazsın… Onları hayal kırıklığına uğratmak istemezsin… Büyüdün ve manipüle edilen kolektif bilincin bir parçası oldun… Ama aynaya daha dikkatli bakarsan, alışıldık sloganları tekrarlayan giyinmiş bir papağan göreceksin... Sermayenin reklamcıları artık sana insan demiyor. Sen bir tüketicisin… Buna kırılma… Devlet seni daha da küçülttü. Sana kibarca “kimlik” adını verdiği bir seri numarası verdi ve seni bir ürüne dönüştürdü. Ne tür bir ürün? Kariyer makinesinde her gün aynı şiddetli döngüyü durmadan tekrarlayan küçük bir hareket dişlisi… Dişlinin dişleri yıprandığı zaman, bir yedek parçadan daha fazlası olmadığını anlayacaksın... O zaman artık senin görev bilincine ihtiyaçları kalmaz… Yedek parça gelir ve sen kendini geri dönüşüm kutusunda bulursun... Senden önceki yedek parçanın gittiği yerde… Boşuna arama, ekmeğini yedin, suyunu içtin…


Görüyorsun ki bilincini işlerken, sana her şeyi anlatmadılar. İnsan hayattan daha büyükmüş gibi, geleceğini istediğin gibi inşa edebileceğin söylendi sana… Ne ekersen, onu biçersin dediler sana, ama kuraklık ve ekinleri yakan yangınlar hakkında seni bilgilendirmeyi unuttular. Sen nereden bileceksin ki? Hayata çıplak geldin, seni giydirdiler. Anaokulunda hepimiz aynı masalları duyduk, ilkokuldan liseye aynı şeyleri yedik. Akşamları hepimiz aynı kutunun önünde, aynı Propaganda Bültenlerini, aynı filmleri ve dizileri izleyerek aptallaştık. Zihnimize yönelik müdahalelerden ne farkı var bunun…


Bilincinin özgürce gelişmesine izin vermemeleri tesadüf değil… Zihnin beşikten bölünmeliydi. Onlar için çalışmalı, onlar için ödeme yapmalı, onlar için yaşamalı, onlar için öldürmelisin. Peki “onlar” kim? Çatı katında yaşayan yamyamlar… Sistemin bozulmaması için düzeni sağlama sorumluluğunu miras olarak devraldılar.


Kıbrıs’ta manipülasyon, milliyetçi görüşlerle dolu bir çatı katından geldi. Onlar için öldürmeni istiyorlar, dedik. İşte düşman, saldır korkma, o bir insan değil, köpektir, Türk köpeğidir. Eğer diğer tarafın kurbanı iseniz, sana onları öldürmeni, korkmamanı, onların insan olmadığını, gavur olduklarını ve cennetten bir yer kazanacağını söyleyecekler. Ne kadar çok öldürürsen, fiyat da o kadar yüksek olur. Beyindeki alay etme o kadar büyük olabiliyor ki, pazar günü tapınakta “düşmanını sev” vaazı verirsin, ama pazartesi günü suçluluk duygusuna kapılmadan onu öldürebilirsin. Zaten o insan değil, köpektir, gavurdur. İşte böyle bir bilinçle, tekneleri batırıp, “insan değildiler, mülteciydiler” diyebilirsin ve çocukları boğduğun denize haç atıp suları kutsayabilirsin. Artık bilincin duyarlıdır ve senden farklı olanı, uçurumdan aşağı atarsın… O, insan değildi, eşcinseldi…. O, insan değildi, siyahiydi… İnkâr edemeyeceğiniz tek şey, bilinçaltınızın fark ettiği gibi, kanın her zaman kırmızı olduğudur.

​
Eğer bilincini geri almak istiyorsan, bunu yapabilirsin… Zihnin bölünmesini ortadan kaldırmak ve orijinal halinle yeniden bağlantı kurmak için… Ancak bu, çalışma ve dürüstlük ister… Kesin olan şudur ki, algına yapılan müdahaleyi ve basmakalıp yargıların sana nasıl dayatıldığını fark etmezsen, asla aramayacaksın… Kendi kendine şu soruyu sormak iyi bir başlangıç olacaktır: “İnandığım şeye neden inanıyorum, bana bu kostümü kim giydirdi?” 

Tony Angastiniotis
Çıplak Gerçek
Proudly powered by Weebly
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact