TONY-DIRECT
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact
Çıplak Gerçek
​Cemaliye​
​Avrupa 13/03/2022
​


​Korkma Cemaliye.
Eğer biz susarsak
taşlar haykıracak.
Eğer taşlar susarsa
dünya çalkalanacak.
Eğer dünya çalkalanmazsa,
kimse seni asla unutmasın diye
ben sana bir mısra yazacağım.
​

Tüm devletlerin milli sınırlarını incelerseniz, haritalara mürekkeple çizilmediklerini göreceksiniz… Liderlerinin onları milli gururla doldurduktan sonra, savaşa gönderdiği sıradan insanların kanlarıyla çizildiler…  Hayatlarını kaybedenler arasında bu liderlerin ve çocuklarının isimlerini nadiren bulursunuz… Onlar, saraylarının refahı içinde gizlenerek, zaferin ihtişamının ve zenginliğinin tadını çıkardılar. Siyasetçiler savaş düzenler, fakir halk da “vatani” görevini yerine getirir. Tüm meseledeki büyü, savaş kazanılsa da kaybedilse de liderlerin gizemli bir şekilde zengin olmaya devam etmeleridir. Savaşın şiddetini muhteşem bir şey olarak göstermenin bir yolunu hep bulurlar… Güç ve zenginliklerini sürdürebilmek için, kahramanların büstlerini ve anıtlarını dikerler, bayraklara sararlar, vatanseverlik dersleri verdikleri platformlar kurarlar ve nutuk çekerler. Böylece biz de kana bulanmış bayraklara ve yalanla yazılmış bir hikâyeye taparız...

 
Kıbrıs’ta, dünya haritasında sadece küçük bir nokta olan 9.251 kilometrekarelik adada, dört devletin bayrağı dalgalanıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı, KKTC bayrağı, Yunanistan bayrağı ve Türkiye bayrağı… İki bayrak NATO kuvvetlerine aittir ve bu sizin için hiçbir şey ifade etmiyorsa, benin için çok şey anlatıyor, ancak bu, şu an okuduğunuz makalede analiz edilemeyecek kadar büyük bir konudur. Bunu belki başka bir zaman yaparız. Dolayısıyla kimin için öldüreceğimizi veya kimin için öldürüleceğimizi seçebileceğimiz dört devlet bayrağımız var… Bayrağa göre hangi tarihi hikâyeyi benimseyeceğimizi ve hangi kahramanların heykellerine çelenk koyacağımızı da seçiyoruz. Kimisi EOKA ve ELDİK (Yunan alayı) kahramanlarının mezarlarına, kimisi TMT ve TURDİK (Türk alayı) kahramanlarının mezarlarına, kimisi de öldürülen komünistlerin mezarlarına çelenk koyuyor. Bu arada kuyulardan hala, masum Kıbrıslıların kemiklerini çıkarıyoruz ve hikayemize kahramanlar ekliyoruz. Toprağımızda yürüyoruz ve ayaklarımızın altındaki kemiklerin sızlayıp sızlamadığını ve bu insanları hangi bayrağın öldürdüğünü bilmiyoruz.

 
Palekithro’daki (Balıkesir) Suppuris ailesinin kökünü kazıyanlar, bu ülkenin kahramanları mı yoksa düşmanları mı? Aloa’daki (Atlılar) çocukları öldürenler bu ülkenin kahramanları mı yoksa düşmanları mı? Dohni’deki (Taşkent) savunmasız insanları öldüren kişilerin hakkı mıdır bu dikilen büstler, yoksa Aşşa’daki (Paşaköy) savunmasız insanları öldüren kişilerin hakkı mı? Hristiyan’a tecavüz eden Müslüman cennete gider, Müslüman’a tecavüz eden Hristiyan da cennete gider, çünkü bunu, inancı ve bayrağı için yapmıştır. Eğer biri bizim bayrağımıza sarılıysa, işlediği suçlarda haklı, diğeri haksız mıdır? Eğer insanlığımız o noktaya gelmişse, o zaman vatansever gururumuzun yarım dirhem dahi değeri yoktur.

 
Bu ülkede barışa ve uzlaşmaya inanıp can almaktan ziyade, kurtarmayı tercih edenlerin ölümleri kahramanca değildi. Onurlandırılmadılar. Kahramanların kim olduğunu ve kimler için anıt dikeceğini devlet seçer… Bu nedenle en sevdiğim Kıbrıslı kadın kahramanımı liste dışı bıraktılar. Çelenk koymam için ona büst yapmadılar. Ölüm tarihini bile mezarına doğru yazmadılar. Onu küçük ve önemsiz bir mezarlığa sakladılar ve adının unutulmasını sağladılar. Hiçbir bayrak mezarını süslemiyor, belki de bu yüzden gerçek bir Kıbrıslıdır. Aklımda eski Kıbrıs var, bayraklarla donatılmadan ve anlaşmazlıklar yaşanmadan öncesi… Ona Cemaliye diyorlardı. Eğer size onun bir fahişe olduğunu söylerlerse, sakın onlara inanmayın… O, 21 Aralık 1963’te, adasında ölen tanrıça Afrodit’ti. O, aşkını ve onunla birlikte dünyanın tüm aşklarını kurtarmaya çalışırken öldü. O, aşk, sevgi ve dostluk için öldü. Orada ölen ya da öldürülen herkes kahraman oldu ve onurlandırıldı. Benim kahramanım sokakta kanlar içinde sürüklendi. Bayraklara saran ve nutuk çekenlerden hiçbiri, onu kurtarmak için koşmadı. Buz gibi asfaltta tek başına inliyordu… Sonrasında sessizlik… Sonrasında, kurşunlar adaya yağmur gibi yağdı…

 
Cemaliye, yoksa ona Salise Hasan mı diyorlardı? Hayır, hayır, ona Afrodit diyorlardı. Bir “kahraman” tarafından öldürüldü ve onunla birlikte bütün eski Kıbrıs da can verdi. Haritamıza kanlı bir nehir çizildi. Bunlar sınır değildir, barikat değildir… Hamaset edebiyatı yapan liderlerimiz tarafından inşa edilen utanç köprüleridir... 


Tony Angastiniotis
Çıplak Gerçek
Proudly powered by Weebly
  • αρχικη
  • Γυμνη Αληθεια
  • Çıplak Gerçek
  • ΒΙΒΛΙΟ
  • ΚΕΙΜΕΝΑ
  • video
  • Επαφη-Contact